Bilgisayarlı tomografi X-ışını kullanılarak vücudun incelenen bölgesinin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir. BT, x-ışınının bilgisayar teknolojisi ile birleşmesinin ürünüdür. Bir BT kesiti oluşturabilmek için, kesit düzlemindeki her noktanın x-ışınını zayıflatma değerini bilmek gerekir. Bu değerler, kesit düzleminin çepeçevre her yönünden x-ışını geçirilerek yapılan çok sayıdaki ölçümün güçlü bilgisayarlarla işlenmesi ile bulunur. Bulunan bu sayısal değerler, karşılığı olan gri tonlarla boyanarak kesit görüntüleri elde edilir.
BT görüntüleri röntgenden daha ayrıntılıdır. Bunun nedenlerinden biri, Röntgende x-ışının geçtiği boyuttaki yapıların üst üste düşmesinden dolayı, aralarındaki yoğunluk farkı belirgin olmayan yapıların seçilmesi zorlaşır. Bu sakınca ince bir vücut dilimini görüntüleyen BT’de ortadan kaldırılmıştır. Bir diğer neden ise, Röntgende dokuları geçen x-ışının tesbitinde, film, ranforsatör, banyo faktörleri (süre, ısı, kimyasallar) gibi bir çok faktör etkindir. Bu faktörler dokudaki kontrastın görüntüye yansımasını engeller. BT’de bu engeller ortadan kaldırılmıştır. Görüntüler doğrudan dokunun x-ışınlarını zayıflatma değerleri ile oluşturulur. Dolayısıyla BT görüntüleri, doku kontrastını çok daha duyarlı olarak yansıtır. BT aygıtında 3 ana bölüm vardır:
Gantry
Günümüzdeki modern aygıtlar vücudu kesit kesit değil bir blok halinde ve çok hızlı bir şekilde taramaktadır. Helikal (spiral) BT ’de tüp inceleme sırasında devamlı döner, hasta masası ise devamlı kayar. Bir defada 40-80 cm’lik bir alan bir nefes tutma süresinde taranabilir. Çok kesitli BT’de ise helikal teknolojiye ek olarak tek dedektör halkası yerine yan yana sıralanan dedektör halkaları bir dedektör bloku oluşturur. Bu dedektör bloklarında halka sayısı 64’e kadar çıkar. Böylece aygıtın aynı anda taradığı hacim artar.
BT‘de görüntü kalitesi olabileceği en üst sınırlara ulaşmıştır. Yeni yöntemlerin getirdiği tek şey hızdır. Kesit kesit tarama yapan konvansiyonel BT’ye göre yeni yöntemler vücudu blok olarak taradıkları için inceleme süresi çok kısalmıştır. Hareketin istenmeyen etkileri ortadan kalkar. İnceleme süresinin kısalmasının diğer bir yararlı etkisi de kullanılan kontrast miktarının azaltılabilmesidir. Ayrıca blok görüntüleme yaptığından, bu verilerden yapıcak 2 veya 3 boyutlu reformasyon görüntülerinin kalitesi yüksek olur.
BT ‘de Görüntü Oluşumu
BT görüntüsü bir kesit görüntüsüdür. Kesit görüntü oluşturabilmek için yapılan işlemler sırasıyla şöyle özetlenebilir:
Piksel (a x b) ve voksel (a x b x d), D: görüntü alanının çapı
Hounsfield ölçeği
Vokselin sayısal değeri vokselin içerisine giren tüm yapıların ortalama değeridir. Bir BT kesitinde gördüğümüz piksellerin rengi, aslında ait olduğu vokselin ortalama rengidir. Dijital röntgende ise pikselin rengi, X-ışınının geçtiği tüm kalınlığın X-ışınını tutma değerinin karşılığıdır. Evlerimizdeki televizyonlardaki görüntü ise fotoğrafın dijitalizasyonudur, piksellerinin rengi fotoğrafların rengidir, kalınlığı ve derinliği yoktur.
Kesit kalınlığının her tarafta eşit olması nedeniyle, röntgenden farklı olarak, BT’de görüntüleri yorumlarken, objelerin kalınlığının hesaba katılmasına gerek yoktur.
Pencereleme
Bir BT görüntüsünde bulunan 4096 gri tonu gözümüzün algılaması olanaksızdır.Radyogramlara baktığımız şartlarda gözümüz ancak 30-90 gri tonu ayırabilir. En iyi şartlarda gözümüzün 90 gri tonu ayırabildiğini varsayalım. Bu durumda bir BT görüntüsünde gözümüzün fark edebileceği iki gri ton arasındaki yoğunluk farkı: 4,096/90~45 HÜ olacaktır. Beyinde gri ve beyaz cevherin gri skala değerleri arasındaki fark 45 HÜ’den az olduğu için böyle bir görüntüde gri cevher ve beyaz cevheri ayırmak mümkün olmayacaktır. Bu ayırımı gösterebilmek için gri ölçeğin değerlerini, beyin dokusunun görüntülendiği değerlerin bulunduğu dar bir alanda dağıtmak gerekir. Bu işleme pencereleme (windowing) adı verilir. Göğüsün BT kesitinde mediastinal yapılar yumuşak doku penceresinde, akciğerler ise parankim penceresinde görüntülenir. Gri tonların dağıtılmasını istediğimiz aralığa pencere genişliği, bu aralığın ortasına ise pencere seviyesi adı verilir. Örneğin pencere genişliğini – 100 ile +200 arasında 300 olarak saptadığımız bir incelemede pencere seviyesi +50 olacaktır. Pencere genişliğinin üzerindeki yapılar beyaz, altındaki yapılar ise siyah tonlar içerisinde görülmez hale gelir.
Mediasten penceresi B. Parenkim penceresi C. Kemik penceresi D.
Yumuşak doku penceresi