Brakiterapi kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi yani ışın tedavisi yöntemlerinden bir tanesidir. Burada dokulara yada boşluklarına, tümör yataklarına radyoaktif kaynak kullanılarak yakından radyoterapi yapılması esasına dayanmaktadır. Brakiterapi sırasında radyoaktif kaynaklar geçici yada kalıcı olarak uygulanabilir. Geçici uygulanması durumunda uygulama sonrasında radyoaktif kaynak hastadan uzaklaştırılacağı için herhangi bir radyasyon saçılması söz konusu değildir ve hasta hayatına kaldığı yerden devam edebilir.
Brakiterapi uygulaması sırasında uygulama şekline bağlı olmakla birlikte genellikle herhangi bir ağrı hissedilmez ama gerek duyulduğu durumda hekim hastaya sakinleştirici yada ağrı kesici ilaçlar önerebilir.
Brakiterapi kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi tekniklerinden biri olup radyoaktif kaynaklar tümörün içine veya hemen yakınındaki boşluklara yerleştirilerek uygulanır. Kanserin yerleşim yerine ve özelliklerine göre, radyoaktif kaynaklar kalıcı veya geçici olarak yerleştirilebilir.
Aşağıdaki tablolarda brakiterapi uygulamalarında kullanılan uygulama tipi, uygulama süresi, kaynak yükleme ve doz oranları özetlenmiştir.
1-Manuel Brakiterapi Uygulamaları:
a. Radyum, brakiterapide kullanılan ilk radyoaktif materyaldir. İntrakaviter uygulamalarda, 5 mg ile 30 mg aralığında radyum içeren ve aktif uzunluğu 15 mm olan radyum tüpleri kullanılır.
b. Sezyum kaynakları, 1960’ların başlarında kullanılmaya başlanmıştır. Cs137 , γ ışını yayan radyoizotop olup intakaviter ve interstisyel brakiterapi uygulamalarında radyum yerine kullanılır.
c. Radyoaktif Kobalt-60, çoğunlukla, intrakaviter HDR ( High dose rate – yüksek doz hızlı ) brakiterapide küçük küresel tanecik formda kullanılır.
d. 1958 yılından beri kullanılan Iridyum-192, ilk olarak tohum şeklinde Henschke tarafından, daha sonra 1960 yılında iğne ve firkete formunda Gustave Roussy Enstitüsünde (Paris) kullanılmıştır. Amerika’da 0,5 mm çapında 3 mm uzunluğunda tohum şeklinde, LDR (low dose rate- düşük doz hızı) brakiterapi’de, Avrupa’da ise iridyum tel formunda kullanılır. Teller istenilen uzunlukta kesilerek plastik tüp ya da hipodermik iğnelerin içine yerleştirilir. İlk olarak Manuel olarak geçici brakiterapi uygulamalarında kullanan Ir 192 kaynakları, teknolojinin gelişmesine bağlı olarak son zamanlarda afterloading cihazlarında kullanılmaya başlanmıştır.
e.Kalıcı brakiterapi tekniğinde Altın-198 tohumları radon yerine 1950’lerin başlarında kullanılmaya başlanmıştır.
f. Stronsiyum-90 ve Yttrium-90 nükleer fisyon ürünüdür. Yüksek enerjili β ışınları yayarlar. Göz plakları uygulamalarında Sr90 ile kaplanmış gümüş diskler kullanılır. Y90 ise endovasküler brakiterapide yaygın olarak kullanılmaktadır.
g. Iyot 125 kaynakları üç model (6701, 6702 ve 6711) olarak üretilmektedir. 6702 modeli geçici interstisyel implantlarda ,6711 modeli ise kalıcı implantlarda kullanılır.
h. Palladyum-103 tohumlarının klinik uygulamaları 1125’e benzemektedir.
2-Sonradan Yüklemeli Brakiterapi Uygulamaları
Teknolojinin gelişimine bağlı olarak uzaktan kontrollü sonradan yüklemeli sistemlerin kullanılmasıyla elle kaynak hazırlanmasına gerek kalmayarak, gereksiz radyasyon dozuna maruz kalma ortadan kalkmıştır. Ayrıca bu sistemde planlama sistemlerinin kullanımıyla kaynağın pozisyonları (dwell position) ve durma süreleri (dwell time) tedavi planlama sistemlerinde optimize edilerek sağlanabilmekte ve istenen doz dağılımları elde edilebilmektedir . Şekil, boyut ve pozisyon değişiklikleri ile oluşan organ hareketleri eksternal radyoterapi de olduğu gibi brakiterapide de önemlidir.
Modern brakiterapide; Görüntüleme tekniklerinin gelişmesine bağlı olarak belirsizliklerin azalması ile, tedavi başarısını olumsuz etkileyen tedaviye bağlı olarak tümör değişimi, aplikatör hareketleri, mesane ve rektum dolu-boş oluşuna bağlı hedef hacim ve RAO ile ilgili belirsizlikler dozun/planın optimizasyonu ile elimine edilebilmekte, CT/MR uyumlu aplikatörlerin kullanımı ile de MR görüntülerinin tedavi de kullanımı RAO ve hedef belirlemede önemli yer tutmakta ve kullanılmaktadır.
Günümüzde görüntüleme eşliğinde adaptif brakiterapi klinik uygulamalara hızla giren ileri bir tekniktir. Aplikatör, Tümör/ Hedef volüm, Risk Altındaki organların görüntülenmesi ile adaptif brakiterapi, bireysel doz optimizasyon olasılığını sağlar. Böylece Tümör kontrolünde artış, yan etkide azalma beklenir.
Brakiterapinin başlıca iki uygulama şekli vardır:
Brakiterapinin uygulama dozu başlıca iki farklı şekilde verilebilir:
Uygulama sonrası radyoaktif kaynağın hastada bırakılmadığı brakiterapi şeklidir. Tümöre uygulanacak dozun hızı ile ilişkili olarak iki ana başlıkta toplanır:
Brakiterapi uygulanırken radyasyon onkolojisi uzmanı, medikal fizik uzmanı, radyoterapi hemşiresi ve bazı durumlarda cerrah da dahil olmak üzere bu konuda deneyimli bir tedavi ekibi gerekir. Radyasyon onkolojisi uzmanı olan doktorunuz hastayı değerlendiren ve uygun tedaviyi belirleyen hekimdir. Tıbbi fizik uzmanı daha sonra detaylı tedavi hesaplamaları yapar. Radyoterapi hemşiresi, hastaya, tedavi ve olası yan etkiler konusunda bilgi verir ve uygulamaya yardımcı olur.
Brakiterapi, uygulama şekline göre değişmekle birlikte, genellikle ağrısız bir işlemdir. Jinekolojik uygulamalarda vajen (hazne) boşluğuna yerleştirilen ekipman nedeniyle kasıklarda geçici bir baskı hissi oluşabilir. Doktorunuz gerek görürse uygulamada ağrı hissetmemeniz için, işleme başlamadan önce, sakinleştirici veya ağrı kesici ilaçlar önerebilir, bu nedenle kolunuza veya elinize bir intravenöz damar yolu yerleştirilebilir. İşlem sırasında uygulama odasında yalnız kalmanız gerekecektir, ancak odayı gören kamera sistemi ve mikrofon aracılığıyla tedavi ekibinizle konuşabilirsiniz.
Brakiterapi türüne bağlı olarak, uygulama sonrası aynı gün eve dönebilir veya hastanede bir odada kalabilirsiniz. Geçici brakiterapide, hastaneden çıktıktan sonra, vücudunuzda herhangi bir radyasyon kalmaz, bu yüzden çevreniz için herhangi bir risk yoktur. Kalıcı uygulamada gerekli önlem ve öneriler doktorunuz tarafından anlatılacaktır.